Göçmen Parazit: Asya Kaplan Sivrisineği

Bu haber gencefeler.com editörleri tarafından gerek Ajans kanalları tarafından, gerekse ekibimiz tarafından sağlandığı şekli ile yer alacak şekilde sitemizde yayına alınmıştır.

Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerini iliklerimize kadar hissettiğimiz bu dönemde istilacı türleri ne kadar tanıyoruz? Düzensiz insan göçlerinin de bir parça sorumluluğunun olduğu istilacı tür göçleri ne anlama geliyor? Hadi birlikte insanoğlunun kendisi haricinde dünyada en fazla insan ölümüne sebep olan hayvan grubuna ve bunun özelinde havalı bir türe bir bakış atalım.

Namı diğer Asya Kaplan Sivrisineği. İsmine yakışır bir görünüş ve bir o kadar da korkunç bir sessiz katil… Bacaklarındaki çizgili siyah-beyaz desenler sayesinde bu ismi almış. Ancak kaplanlara benzeyen tek özelliği bu değil. Kaplanlar oldukça sessiz, sinsi ve başarılı avcılardır. Bu sivrisinek türü elbette bir avcı değil ancak kurbanları arasında öyle hastalıkları taşıyabiliyor ki Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünyada en çok insan ölümüne sebep olan hayvan unvanıyla listelerin zirvesine oturtulmuş durumda. Taşıdığı hastalıklar arasında Dang Humması, Sarı Ateş Virüsü, Chikungunya Humması ve Zika Virüsü gibi viral etkenler ile Dirofilaria immitis gibi paraziter kalp kurtları bulunmakta. Bu hastalıklar gibi insanlardan hayvanlara, hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıklara zoonoz hastalıklar diyoruz. Bu hastalıkları nakleden eklem bacaklı canlılara ise vektör adını veriyoruz. İşte meşhur sivrisineğimiz de bildiğimiz en amansız vektörlerden birisi.

Anavatanı Asya’nın güney ve güneydoğu bölgeleri olmakla birlikte özellikle 1960’lardan sonra artan insan transportu, düzensiz göçler ve ısınan dünyamızla birlikte değişen iklim kuşakları sayesinde başta Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa’nın doğu kesimleri ve ülkemiz gibi Akdeniz iklimine sahip ülkelerde yayılmaya başlamış ve yayılmaya devam ediyor. Diğer birçok sivrisinek türünün aksine bu tür, eksi derecelere düşen sıcaklıklarda ve hatta karlı ortamlarda bile mikrohabitatlarda yaşamaya devam edebiliyor.

Üreme döngüsünde sucul olan larvaları diğer sivrisineklerin aksine bolca su olan ortamlarda değil de balkonunuzdaki saksının dibinde biriken su gibi çok ekstrem ortamlarda bile yaşayıp büyüyebiliyor. Isırıkları da diğer sivrisineklerin aksine pek masum (!) değil. Isırdığı yerde anlık yarattığı yoğun acının yanında günlerce geçmeyen hatta bazen büyüyüp enfeksiyon bile kapabilen yaralar oluşturabiliyorlar. Ekosistemimize yabancı bir tür olması da doğal avcılarının sayısının yok denecek kadar az olması anlamına geliyor. Küresel İstilacı Türler Veritabanı’nda ilk 100 tür arasında yer alan bu sivrisinek türünü ilerleyen zamanlarda daha sık konuşacağımıza eminim. Sadece bu tür özelinde değil diğer birçok vektör tür için gerekli önlemleri almanız sizin ve evcil hayvanlarınızın sağlığı için hayati önem taşıyor. Özellikle Aydın gibi sıcak iklimlerin hakim olduğu endemik bölgelerde bu minik canavarların varlığı daha büyük riskler taşıyor. Bahar ve Yaz aylarında sinek kovucuları ihmal etmeyin.

Yayınlama: 22.12.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.