Gülşan Aldemir “Süt”

Sağlık açısından her bireyin ortalama günde iki su bardağı süt ya da bu ihtiyaca eşdeğer peynir, yoğurt gibi süt ürünlerini tüketmesi önerilmektedir. Okullarda çocukların sağlıklı yaşam davranışlarını kazanmaları açısından ara öğün olarak süt içebilmelerinin sağlanması, özellikle günlük süt tüketiminin bir bölümünün karşılanması yönünden önemlidir.

Ancak günümüzde süt ve süt ürünleri fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar, insanların süte ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Geçim derdine düşen halkımız maalesef ki süt ve süt ürünlerini yeteri kadar tüketememektedir.

Yıllara göre ocak ayı süt TL/litre

Günümüzde ise 9,69 TL/litredir. Ülkemiz süt ve süt ürünleri tüketiminde maalesef ki Romanya, Arnavutluk, Dominika, Sudan, Kosta Rika gibi ülkelerin dahi gerisinde kalarak süt tüketiminde 56. Sırada yer almaktadır.

Tüketirken bu kadar düşüneceğimiz sütün tüketilme miktarı da yıllara göre düşüş göstermiştir.

Peki süt göründüğü gibi AK mıdır?

Süt çiğ olarak tüketilmemelidir. Isıl işlem uygulanmayan çiğ sütün tüketimi sağlığa zararlı birçok bakterinin de vücuda alınması demektir. Bunun yerine sütü çeşitli sağlıklı gıdalara dönüştürmek hem hazmı kolaylaştıracak hem de fermente olan sütümüzde kazein çökerek etkisini yitirecektir.

Fermente ürünleri ya doğrudan bakanlıkça onaylı işletmelerce üretilmiş peynir, yoğurt, kefir vb. satın almalı ve tüketmeli ya da kendimiz evimizde fermente ederek üretmeliyiz. Evde yoğurt, peynir, kefir vb. yaparken kullanacağımız çiğ süt alırken bakanlıkça izin verilen sütler alınmalı, çiğ sütün arzına dair tebliğe uygun paketlenen sütler tercih edilmelidir. Çünkü bu sütler, hastalıklardan arındırılmış işletmelerce üretilmiş olup evde ürettiğimiz fermente ürünlerde hijyen şartlarına uyulduğu sürece sağlık riski içermez. Sokakta satılan açık sütleri içerdikleri mikroorganizma miktarı sebebiyle hem sizi sağlığınızdan eder hem de kaynatma sebebi ile sütün yararlı organizmalarından faydalanamazsınız.

Bu anlamda;

Süt üretiminin ve tüketiminin arttırılmasına yönelik stratejik plan ve politikaların ivedilikle geliştirilmesi gerekmektedir.

• Kaliteli süt üretimi için süt hayvancılığı ile uğraşan çiftçi ve köylüye verilen destekler artırılmalı, aile çiftçiliği özendirilmeli, kırsal kalkınmaya önem verilmelidir;
• Okul sütü projesi uygulamasına yaşanılan sorunların çözülmesi kaydıyla devam edilmeli, projeye yerel işletmelerin dâhil edilmesi sağlanmalıdır,
• Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak üretici birlikleri ve kooperatifler kurulmalı, gerekli destekler sağlanmalıdır,
• Pastörize ve UHT (uzun ömürlü) süt tüketiminin yaygınlaşması özendirilmelidir,
• Süt ve ürünlerindeki denetim artırılmalı, kayıt dışı üretime ve satışa izin verilmemelidir,
• Gıda mühendisleri üretimden denetime kadar her aşamada yer almalıdır.
• Tüketiciler üzerinde ciddi yanılgılara neden olan “bilgi kirliliğinin” önlenmesi konusunda, süt ve ürünleri alanında uzmanlaşmış meslek grupları ve kuruluşları ile iş birliğine gidilmeli, toplumu doğru şekilde bilgilendirme konusunda çaba sarf edilmelidir.

Ne diyoruz peki? Yeterli, sağlıklı, besleyici ve güvenli süte ulaşmak dileğiyle…