2000 yıl önce büyük ege depremi

İnsan var olduğu günden bu yana her anlamda yıkıcı doğal afetler ile karşılaşmıştır. Kıtlık, fırtına, sel, kuraklık, yanardağ patlamaları, yangın gibi doğal afet tehlikesiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Şüphesiz bunlardan birisi de depremlerdi. Depremler, geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu doğal afetlerin en tehlikeli olanlarından kabul edilmektedir.
Hemen her eski kültürde doğal afetlerin nedenleri bizzat tanrıların işi ya da onlar yüzünden ortaya çıkmış felaketler olarak bilinirdi. Bu tür doğal afetleri tanrısal bir varlığa atfetmek, afetler ve sonuçlarıyla baş edebilme gücünü sağlamıştır. Antik dönem insanı için depremler, tanrı Poseidon ile özdeşleştirilmiştir. Çünkü Poseidon hem denizleri hem yeri sarsan, hareket ettiren ve dengeleyen bir tanrıydı. Depremlerin oluşunu bazen tanrıların savaşlarında yer altına hapsedilen yaratıkların sebep olduğu da düşünülmekteydi.
Antik yazarların günümüze ulaşabilen kayıtlarından öğrendiğimiz bilgilere göre, Anadolu tarihinin en büyük depremlerinden birisi M.S. 17’de bir gece yarısında Batı Anadolu’da gerçekleşmiştir. Romalı tarihçi Tacitus, Annales adlı eserinde bu konuya değinmiştir.
Tacitus’a göre bu depremden en çok Sardeis (Manisa) ve Magnesia ad Sipylum kentleri etkilenmiştir. Tacitus ayrıca şu şekilde bahseder;
“… aynı yıl Asia’nın 12 önemli kenti bir gece meydana gelen bir depremle yerle bir oldu. Öyle ki, deprem çok büyük bir tahribata yol açmıştı. O kargaşa içinde insanlar doğal olarak ovaya doğru kaçmaya çalıştılar; ama bu da mümkün olamadı, çünkü yarılan toprak herkesi yutuyordu. Derler ki, dev dağlar düzleşti, düzlükler yükseldi ve yıkıntılar alevler içinde kaldı.”
M.S. 1. yüzyılda yaşayan Yaşlı Plinius ise Batı Anadolu’nun başına gelen felaketin büyüklüğünü şu şekilde ifade etmiştir. “İnsanoğlunun hatırladığı en büyük deprem Tiberius’un imparatorluğu sırasında meydana geldi. Öyle ki, 12 Asia kenti bir gecede harabeye dönüştü…”

Yayınlama: 27.02.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.