FAY ÜZERİNDE YAŞAYAN İLLERİMİZ: AYDIN RAPORU-4

Bugün TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın başlıkla aynı adı taşıyan raporundan bahsetmek istiyorum. 2020 yılında hazırlandığı belirtilen bu raporda özel olarak Aydın ile ilgili detaylı açıklamalar yapılarak bu raporun TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi parti yöneticileri ile ilgili kurumlarla paylaşıldığı ifade edilmiştir. Raporun amacının ise içerisinden diri (geçmişte deprem üretmiş, gelecekte de deprem üretme potansiyeli olan) fayların geçtiği illerde yaşayanları ve bu bölgelerden sorumlu yönetimleri konudan haberdar etmek, uyarmak ve tedbir almalarını sağlamak olduğu özellikle ifade edilmiştir. Sadece Aydın için de değil; fay üzerinde yer alan diğer illerle alakalı da açıklamalar ve tespitlerde bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası’nın internet sitesinde ilgili çalışmaları okuyabilirsiniz.
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın Aydın ile ilgili olarak düzenlediği raporda yapmış olduğu tespitlerden, önemli olduğunu düşündüğüm birkaçını paylaşmak istiyorum.
Rapora göre, Aydın çok önemli bir deprem bölgesi olup il merkezi de deprem olduğu takdirde en fazla sarsılacak alanlardan biri üzerinde yer almaktadır. Aydın kent merkezinin yanı sıra Kuşadası, Söke, Germencik, Köşk, Sultanhisar, Nazilli ve Bozdoğan ilçe merkezleri ile eskiden köy veya belde statüsünde bulunan yaklaşık 44 mahallesi doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerine oturmaktadır.
Aydın kent merkezi zemini alüvyon olup deprem dalgaları bu tür zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilmekte, zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Aydın kent merkezi, kaya üzerinde yer alan kent merkezlerinden daha şiddetli olarak sarsılacak ve bunun sonucunda da hasar oranı fazla olacaktır.
Sonuç olarak Aydın kent merkezi, zayıf bir zemine sahip olmanın, bu nedenle de olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binalarının altından diri fay geçen illerimizden biridir. Bu nedenle Aydın’ın 6.5’tan büyük bir olası depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir. Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bantı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde (park, günübirlik tesisler vb ) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerekir.
Jeoloji Mühendisleri Odası, düzenlemiş olduğu bu raporda bunun gibi alınabilecek önlemleri tek tek sıralamış ve detaylı açıklama yapmıştır. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın talep edildiği takdirde iş birliğine hazır olduğu da belirtilmiştir.
Bilim dünyası, yaşanılan deprem felaketinin göz göre göre geldiğini, defalarca bu konularda çalışmalar yapılıp ilgili kurum ve kuruluşlara iletildiğini adeta gözyaşları içinde anlattı. Bundan sonra yaşanılacak depremlerin bir felaket haline gelmemesi için yetkililerin bir an önce bilim dünyasından kendilerine uzanan yardım elini tutmalarını istiyoruz.

Yayınlama: 23.02.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.