Sevgiyolu’ndan Beyoğlu’na

İçerisinde bulunduğumuz yılın ilk günlerini yaşarken sizlere sormak istediğim bir soru var.

 

En son ne zaman iç dünyanızda bir seyahate çıktınız? Anlatacaklarım bunun üzerine… 

Ahşap tavanıma değen yağmur sesi ile beraber düşünmeye koyulduğum bir gece, zihnimde tatlı telaşlar, absürt konuşmalar dans ederken bir yandan defter koleksiyonumu gözden geçiriyorum. Ne vakit aklımda birçok kavram aynı anda yer alsa notlarıma, rastgele karaladıklarıma bakar, haleli halimi dağıtırım.

 

Üzerinde mavi kristalleri bulunan antika bir defterim vardır. Antalya’nın cıvıl cıvıl olduğu yaz mevsiminde Işıklar caddesinde alelade bir satıcıdan aldığım deftere rastgele karalanan ufak bir not ile hatıralarım buluttan buluta zıplarcasına beni aldı götürdü. Yazacaklarım ile üniversite yıllarında eski Aydın sokaklarında yürümeyi, kendini bulmayı seven bir Asu‘dan  bahsedeceğim sizlere.

 

   

Sağır eden sessizlikteki çığlıklar dört bir  yanını kapladığı zaman, hangi atmosferde olacağı belli, kahvesini kaptığı gibi Sevgi Yolu’ndan yukarı çıkar Batı Gazi bulvarından, anlamsızca anlam yüklediği  tatlı sokağa gelene dek yürür gider. Tam  köşede durur, birkaç dakika sokağı izler sonrasında o ağaçlı yolu, gökyüzünü izleyerek eski Aydın sokaklarına doğru yol alır. İçerisinde bulunan evleri ve onun içindeki hayatları merak ederek şehir içindeki minik seyahatini tamamlar ve her gelişinde hatırlar; keşfettiği ilk gün sokaktaki  adımlarını atarken, sebepsizce mırıldandığı dizeleri not ederken, hissettiklerini kaleme almayı öğrendiğini.

 

Yağmurlu bir havada ve sevdiğim sokakta yürümek en sevdiğim şiir aslında”

 

Bu kelimeler dudaklarından dökülürken içinde bulunduğu zaman dilimini hafızasından hiç silmeyecektir. En son yaptığı minik Aydın turunu ve yadsıyamadığı anıları ve birçok kaosa rağmen gupse bir Asuman oluşu kalacaktır hatıralarında.

 

Sevgili okur;  

Bilirim hissedilen her şeye cümle kurulmaz. Lakin bazı cümlelerin hissettirdikleri unutulmaz. Bunlara binaen anlattıklarım, sonbaharın eylül akşamında Beyoğlu’nda geçen bir gün sonrası Galata’nın hemen yanı başında bulunan çay bahçesinde yazılan satırların içerisinde bulunan, beni alıp götüren ruhumu ki daha doğru bir tabir ile Asuman’dan Asu’yu  anlattım.

 

Hiçliğin önemli olmayışı

Varlık ve yokluğun bir anda

Seyhan’da gizlenişi;

Uzak olana duyulan özlem

Bir yerlerde bulduğumuz, 

Huzuru yeniden arayış “

 

Şimdi yazdıklarıma karşılık tekrar sormak isterim:

 

“Hissettiklerinizi anımsayıp, kendi pencerenizden kendinize ne zaman baktınız?’’

Yayınlama: 03.01.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.