Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Belirlediği İstihdam

1970’li yıllardan günümüze kadar kadın istihdamı toplumsal yapı içerisinde önemli bir araştırma konusu olarak çalışılmaktadır¹. Kadınlar, yaşamın her dönemi içerisinde çalışma sahalarında yer alarak üretim faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Kadınların üretim faaliyetlerindeki çeşitliliği ve çalışma içerikleri erkeklere oranla anlamsal açıdan farklılaşmaktadır².

Piyasa temelli farklılaşma, kendi içerisindeki üretim faaliyetlerinde oluşturduğu özellikler sebebi ile işgücü piyasasını birincil ve ikincil olarak ayırmaktadır. Birincil piyasalar, formel sektörü ifade etmektedir. Formel sektör; güvenceli, iyi ücretli ve tüm yasal hakların bulunduğu işleri temsil etmektedir. İkincil piyasalar ise enformel sektörü ifade etmektedir. Enformel sektör de kendi içerisinde hiçbir yasal hakkı bulunmayan güvencesiz işlerdir. Birincil piyasaya erkeklerin hakim olması, kadınları ikincil piyasaya mecbur bırakmaktadır1. Bu süreçte kadınların çalışmalarının sadece ekonomik gelir elde etme ile sınırlı kalmadığı görülmektedir. Aynı zamanda kadınlar, düşük ücretle esnek işlerde çalışmak durumunda bırakılmaktadırlar. Kadınlar, ücretli emeğin yanı sıra hane içerisinde üstlenmek zorunda bırakıldıkları bakım emeği ile de çifte sömürülmektedir2. Hane içi işler zihinsel ve fiziksel anlamda önemli bir çaba gerektirmektedir. Ancak bakım emeğinin değişim değerinin bulunmaması emeği değersizleştirmektedir³.

Emek piyasası temelindeki işleyiş, sosyal değerlere ve toplumsal ilişkilere bağlıdır. Toplumsal yaklaşım dışında düşünülen emek piyasası, eksik kalacaktır1. Burada değersizliğin asıl temeli, kadınların çalıştığı her yerin ataerkil denetimin elinde olmasından kaynaklanmaktadır2. Eril düzen içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalışmak, kadın ve erkeğin istihdam süreçlerinde eşit imkanlara sahip olmaları açısından yadsınamaz bir önem kazanmaktadır.

Toplumsal cinsiyetin istihdam süreci ile iç içe olması, toplumun belirlemiş -dayatmış- olduğu rollerin dışında eşit bir düzen sağlama çabasıdır. Toplumun geleneksel kalıpları kadınlara öğretmen, hemşire, hasta bakıcı gibi daha emek gerektiren işleri önermektedir. Ancak toplumsal sistem erkeklere daha çok yönetici pozisyonlarında doktor, mühendis ve müdür gibi rolleri uygun görmektedir. Bu durum temelinde, geleneksel sistem tarafından belirlenen toplumsal cinsiyet rollerinin istihdam sürecini ne şekilde etkilediği gözler önüne sermektedir.

Son olarak, bireylerin cinsiyeti ne seçecekleri işi ne de işin karşılığında alacakları emeği etkilememelidir!
KAYNAKÇA

1-Dedeoğlu, S. (2000). Toplumsal Cinsiyet Rolleri Açısından Türkiye’de Aile ve Kadın Emeği. Toplum Ve Bilim, 86(3), 139-170.
2-Özçatal, E. Ö. (2011). Ataerkillik, Toplumsal Cinsiyet ve Kadının Çalışma Yaşamına Katılımı. Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 1(1), 21-39.
3-Yavuz, R. A. (2016). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Ekseninde Kadın Istihdamı ve Ekonomik Şiddet. Journal Of Life Economics, 3(3), 77-100.

Yayınlama: 05.12.2022
Düzenleme: 05.12.2022 14:32
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.