Doğaya Kaçış

Haydi toplanın!

Bugün sizlere kâinatın yapı taşı olan doğanın, vermiş olduğu huzurdan bahsedeyim.

Doğa: İnsanoğlunun doğalına olan özlemi ve arayışının getirdiği bir sonuç. Doğa sensiz var olabilir ama sen doğasız var olamazsın. Şehirde yaşayınca doğadan uzakta mı olduğunu sanıyorsun? Doğada olan en ufak şey senin yaşamına katkı sağlıyor. Peki, sen hayatında bir kez olsun ormana gidip temiz havayı ciğerlerine hissederek çektin mi? Fırsat buldukça doğaya kaçan biri olarak hissettiğim duygular özgürlük ve aidiyet. Akşam şehre döndüğümde oranın insanoğlunun yaşam alanı olmadığını çok iyi anlıyorum.

Canınız sıkkınsa, kendinizi depresif hissediyorsanız, kafanızı toplamaya ihtiyacınız varsa doğada olmak, terapi yerine geçebilir.

Nereden mi biliyorum? Şu an içinde bulunduğum durum öyle. İnsan sesi yerine, kuş cıvıltıları. Araba sesi yerine rüzgârın kulağa vuran esintisi… Evet, doğada vakit geçirmenin, böyle terapi etkileri var. Aklınızdaki her şeyi bir kenara bırakıp doğanın sesini dinlediğinizde, huzuru bulmak zor değil…

Fakat sonuç olarak birçoğumuz, bilmem kaç bin yıldır şehirler kurup, bir arada yaşayan insanların bir bildiğinin olduğunu kabullenip, doğalgaz sisteminin getirdiği rahatlıkla ısınan suyu tazyikli bir şekilde bedene fışkırtan duş başlığının ne büyük nimet olduğunu düşünerek en kısa sürede şehre dönmek isteriz.