Merhabalar, ben Müzikçi

Merhabalar ben Müzikçi…

Dilerseniz, yazımın başlığını ve mahlasımı neden “MÜZİKÇİ “olarak tanımladığımdan bahsedeyim…

Ülkemizde enstrüman çalan, şarkı söyleyen kişiler müzikçi ya da çalgıcı tabiriyle sıkça karşılaşırlar.         Bu tabirleri kullananlar sanata, müziğe kendini adayanların o aşamaya gelene kadar günde kaç saat enstrüman çalıştığını, şarkı söylerken her bir notayı doğru ve temiz söylemek için ne kadar çok efor sarf ettiklerini bilmeden ya da görmezden gelerek sanata ve sanatçıya saygısızlık ediyorlar. İnanır mısınız? Üniversitede müzik bölümünde eğitim yaşamıma devam ettiğim yıllarda bir gün fakülte binasının önünden geçen biri durdu ve “Siz de iyisiniz bur da hee! Güzel eğlendirirsiniz insanları.” dedi. İçeriden gelen seslerin klasik müzik olduğunu bilmeden, bestecisinin romantik dönem bestecisi, Frederic Chopin olduğunu anlamadan söyledi.  O an hiçbir şey söylemek gelmedi içimden, küçük bir tebessüm ile yoluma devam ettim…

Bugün ise bir müzik öğretmeniyim. İşin eğitim kısmına girdiğinizde çok da şaşırmıyorsunuz aslında. Haftada bir saat müzik dersi var. Bazen seçmeli bir ders olarak karşınıza çıkıyor, bazen ise matematik ödevinin yapıldığı bir saat dilimi. Çocuk müzik dersinden asla orta not alamıyor mesela hep pekiyi almak zorunda. Bir idareci ile bu durum paylaşıldığında ise, “Tabii hocam müzikten de orta mı alınır?” şeklinde bir ifade ile karşılaşıyorsunuz. Türkiye’de en düşük atama sanat derslerine yapılıyor, yani görsel sanatlar ve müzik. Sizce bu derslerin sayısı artırılsa, matematik ödevi yaptırılmak için zorlandırılmasa, ülkemizdeki sanat anlayışı her alanda kendini gösterse, opera, bale, müzikal, tiyatro, dans her şehirde var olsa. Ne gibi değişiklikler olurdu ülkemizde? Bunu gerçekten düşünmenizi istiyorum.

Hal böyleyken sevgili genç arkadaşım, bu olaylara senden başka ses çıkaran olmayacak. Bu dönem senin dönemin ve en güzel yılların. İnsanlara ne kadar ulaşırsan ve onları ne kadar aydınlatırsan o kadar varsın. Sen gençsin, ülkende yaşanan bu durumlara kör ve sağır olamazsın. Kendin ve geleceğin için sanat mücadelene, hayallerine ket vuramazsın. Bu yazıyı okuyan, yani sen; bir müzisyene, sanatçıya, müzik öğretmenine, müzikçi ya da çalgıcı dememelisin.

Karanlık duygular besleyen insanların, sırf istediği müziği seslendirmedi diye bir müzisyeni öldürmesine sessiz kalamaz, çocuklarının babasız kalmasına izin veremezsin…

Sevgi ve saygıyla…